Kuzeyinde Toros Dağları, güneyinde Akdeniz’in bulunduğu küçük bir yarımada üzerinde kurulan Alanya, antik çağda Pamfilya ve Klikya arasında bulunması sebebiyle bazen Pamfilya bazen de Klikya olarak anılmıştır. Doğal güzellikleri, berrak Akdeniz suları, tarihi ve kültürel çeşitliliğiyle, spor ve eğlence merkezleriyle tercih edilen bir tatil beldesidir. Alanya gezinize Alanya Kalesi’nden başlamalısınız, muhteşem bir manzaraya sahiptir. Kleopatra Plajı’nı, Alanya Limanı’nı, Keykubat Plajı’nı ve Cilvarda Burnu’nu kuşbaşı seyredebilirsiniz. Kale, manzaranın yanı sıra muhteşem bir mimariye de sahiptir. Alanya Kalesi’ne çıktığınızda civardaki Ehmedek, Süleymaniye Cami, Gemili Mescit, Sarnıç, Akbeşe Sultan Mescidi ve Türbesi ile Alanya Feneri’ni de mutlaka görmelisiniz.

Syedra Antik Kenti; Alanya Gazipaşa yolu üstünde, muz bahçeleri içinden tırmanılan bir tepe üzerinde kurulmuş olan antik kent, Alanya tatilinize kültür turu olarak eklenebilir. Kent tarihinin M.Ö. 7. yüzyıla kadar uzandığı bilinmektedir. Syedra Antik Kenti’ne hâlâ ayakta duran anıtsal kapıdan girilmektedir. Muhteşem bir manzaraya sahip olan antik kentin çevresi surlarla çevrilidir; günümüze kadar gelebilen, kentin su ihtiyacını karşılayan ve doğal kaynaktan beslenen sarnıçları bulunur.

Alanya merkeze 3 km uzaklıktaki, 15 bin yıllık sarkıt ve dikitleri görebileceğiniz Damlataş Mağarası; Alara Çayı kenarındaki Alarahan’da konaklayan kervanları korumak amacıyla 1232 yılında I. Alâeddin Keykubat tarafından yaptırılmış olan Alara Kalesi; tatil fotoğraflarınızı süsleyecek doğa mucizesi Fosforlu Mağara; II. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1236-1246 yılları arasında kervansaray olarak yaptırılan Şarapsa Hanı; Alanya Kalesi içinde bulunan ve Alanya Etnografya Müzesi olarak kullanılan Kızılkule; Osmanlı dönemi ahşap oyma işçiliğinin muazzam örneklerini taşıyan Süleymaniye Cami; Selçuklu döneminden kalan duvara çizilmiş gemi resimlerini görebileceğiniz Ehmedek Kalesi Alanya’da gezebileceğiniz yerler arasındadır.